kaybettiğin şey sana yenisini kazandırmıyorsa; orda bir durman gerekir işte.
anlık mutluluğun doğurduğu parlaklıklar geçip, alkol de vücudunu yavaş yavaş terkedince pişmanlık gelip midene oturuveriyordur belki.
sıralanan her maddeyi birer bahane gibi gördüğüm zaman; çok büyük bir hayal kırıklığını dışa vurmak istedim.
ben reddedilemeyendim o ana kadar.
ve sadece bir nedenim yoktu.
dudaklarım dudaklarını, ellerim ellerini tutmuyordu.
ufak maceralar büyük tutkularla başlarmış.
tutku benim ruhumun adıydı.
şimdi sırada küçük bir oyuncu değişikliği var sanırım?