duydunuz mu neler olmuuğş?
dedi finallerin bittiği gün bir arkadaşım. o an tatilin başladığı ve birbirimizden yarım yamalak
duyduğumuz magazin yenilerinin artık hepsinden haberdar olacağımızı farkettik.
bize duyurmak istediği gülş'h'en' in erol köse' den ayrıldığıydı. evet, karısını terkettiğinden,
medyaya aşkını açıkladığından haberimiz olmamıştı ama neyse ki ayrılıklarına yetişebilmiştik.
sevindiğimiz durum tabi ki; tatilin gelişinin kafamıza dank etmesiydi.
ama ne oldu!
lunapark' a gidip kamikaze ve manyak dans(crazy olan)' a bindiğim günün gecesinde;
hastalanıverdim. ateşim havale geçirmeye müsaitti, dudaklarımın içinde yaralar çıktı
(aaaağ ne koğrkuuuğnç)
şimdi tüm haftamı evde geçirmekle, hiç birşey yutamadığım halde kocaman haplar yutmakla
yükümlüyüm. canım çorba istiyor, onu bile içemiyorum.
bu arada kendimi okumaya verdiğim bir dönemdeyim.
boyalı kuş-jerzy kosinski
afrikalı leo-amin maalouf
örümcek kadının öpücüğü-manuel puig
çok sevdiğim insanlar bana önerdi diye aldıklarım, okuyacaklarım.
bu bir haftada çok sıkılmayı, bol bol uyumayı(yalvarırım), iyileşmeyi, yazmayı,
şu an bana attığı mesajdaki dileğinin gerçekleşmesini, yutabilmeyi,
umuyorum.
kaprislerime katlanacak bir hasta bakıcı arıyorum. tek bakıcım da tatildeyse..
çorba yapıp göndermek isteyenlere açık adres bırakayım mı?
biraz daha uyuyayım ben.
özel teşekkür (kitap önerileriyle raflarımı şenlendirdikleri için)
compassionate, damn, içeriden
