Cumartesi, Nisan 19, 2008

satetille

On bir saatlik uykulara öyle bir gömülüyorum ki kül olmuş hiçbir şeyin çetelesini tutmak için açılmıyor gözlerim. Her şeyi geri kazandım. Şimdiden kurtulmam gereken yüklerine yarısından kurtuldum. Azımsanmayacak derecede değişiyorum.

Yabana atılamaz gerçekler var.
Sevmenin ya da sevilmenin beni toparladığı bir dönem değil bu. Resmen uçuşuyorum. Rüzgarda gibi olmaktan bile öte ve hatta rüzgarla sevişmekten bile üstün. Bu rüzgarın senin benliğin olmasını kapsayan bir his. Yani rüzgar ben olabiliyorum.

Çıkar güdebileceğim hiçbir şeyi elimde tutmuyorum. Özen göstermem gereken bir ikililik ve ya yalnızlık yok. Kendimi geriye çekip ellerimi de ileri iterek poz veriyorum.

Her olasılığı ince ince hesapladım.karışık olan dolapların önce tozunu aldım. Gereksizleri çöpe postaladım. Vücuduma törpüyle isimler yazdım. Tüm köprülerimi yaktım. Anlaşmalarımı fesedip, sözlerimi unuttum. Ayda bir okuduğum mektupları da yırttım attım.

Anasını sattığım. Lanetli sarmaşıklar gibi sarıyor bu ilaç beni. akşamın onunda kantinin orta masasında ve sonra tiyatro çardağında gerdan kırıyorumm. ve sarhoş oldum bak yazıyorum.
abi bu......

(16 nisan)

....


Bu durum iyice sardırdı bende.
Kendimi kuyruğundan kediyi sallamak gibi düşünceleri gerçekleştirmeye yaklaşırken buluyorum bazen. Adamı iki haftada üçüncü kez terketme planları yapıyorum.

nasıl da kafa apıyor bu kimyasallar.

Ps:
Hey Cipr. Bebeğim;
Seni Seviyorum.