Perşembe, Ocak 31, 2008

büç.

herşey doğal gelişsin istedim. sen bunu gerektiriyordun çünkü.
sözde sen;
şahsına münasır, orjinalliği tırnaklarına dahi yapışmış, yaptığı herşeyle böbürlenecek kadar mantıklı, ele avuca sığmaz bi yaratıcılığa sahip, duygusallığıyla dibe vurduran tek adamdın.
..
son ana kadar - ki o son anı hatırlamak bile zor- aynı şeyleri aynı algılama hevesi başımı döndürmüş olabilir. iletişim yolu yazı, duygular karışık, tarifler ve tanımlar gitmesi gereken yerleri ıskalayıp... her tarafı ruh makyajıyla süslediğimiz günlerdi. üzerinde kafa yormaya değmezse; geçelim.
ama bilirsin beni. geçmişte yaşamayı severim bazen.
kucak kucağa bindirip duyguları, yüklendiklerin yetmiyormuş gibi bir de beni etkilemek zor geldi sana.
..
belki de hiçbir şey doğal gelişemedi. beni yorduğunla kaldın, yorulduğunla kaldın. seni yorduğumu sandım, üzüldüm.
..
istanbul' du. uzun beyaz binalar, kavak ağaçları, trafik ve sahil. orasıydı. 'ol'maya çalıştım. herkes gibi. başta senin gibi. senin de yaptığın gibi.
..
sen sahi; ne kadar zamandır kendinle yüzleşmek adı altında aynalara bakıp da göremiyorsun kendini?
..
başka sorum yok. sevgiyle kucaklıyorum seni.
sana kardan doğan bir gökkuşağı yolladığımı farzet.

seni seviyorum.