Salı, Eylül 11, 2007

appassionately love' s gone. finally success's come.

birden koşmaya başladığında her yerin ağrır öyle değil mi? tutulursun. hamlıktan. bilememezlikten.

arınmak için yapmam gereken şeylerin hepsini bana bir bir anlatmıştın değil mi? susup dinlemiş, bir kez daha yatmıştım altına.
...

birşeyler çalmayı diledim. güzel bir melodi. belki birkaç tane. gidip softcase' im de duran küçük kızımı çıkardım. pistonları harika görünüyordu. dantel bir elbise giydim. topuklu siyah ayakkabılar. saçımı topladım.
sonra sınava girdim.
çok güzel olduğumu konuşuyorlardı aralarında. 'kırmızı yanaklar' dediler. piyanistim dışarıda çocuğunu oyalıyordu sanırım. bir 'gam çal' dediler. o sırada geldi fingirdek görünümlü, pudra kutusu eşlikçim.
carnaval çaldım. 'oysa daha tutuku bölümünü bile bitiremedim' dedim el çırpıp kesitrdiklerinde.
sonat formuna soktuğum konçertomun daha başlarındayken yine o bakımsız ellerin şuh alkışıyla kesildim. ''sonlarına doğru bir yerden al' dedi.
ve tek etüdle herşeyin tamamlandığını anladım.

ben üniversiteliydim. kesilmiştim.

piyanistimin çıkışını bekledim jüri salonundan. 'harikaydı' dedi. yalandı. mezuniyetle kıyaslanamazdı. ne diyebilirdim ki? 'babam hasta, aklım orda / ben aşkımı öldürdüm de yas tutuyorum' hangisini umursarlardı. tebrikleri kabul edip, iki tek attıktan sonra, geldim. ve hiç gereği olmayan, değerli kelimelerimi boşuna harcadığım bir konuşmaya kaptırdım kendimi. 'insan geçmişine saygı duymalı' dedim belki.

ne desem şimdi. biraz kekremsi, tahmin edilemeyecek kadar üzülmüşken gözümün önünde bir emeğin öylesine çiğnenmesine. hem bir rahatlık. uzun soluklu bir rahatlık üstelik. kesilmese diyorum.

bebeklerin kokusunu tahmin edemeyeceğim kadar çok çektim içime. kendimi bir hastanenin yeni doğan ünitesinde sandım. ama biri girdi içeri. çıktım gittim.

...


bugün ilk defa ağladım derste. yapamadığım için küçücük birşeyi. çok üzdüm onu, onları. sonra misket köfte, soslu makarna, birkaç bira ve rahatlatıcı bir sohbet dolusu bir gün eşliğinde uykuya dalmışım. annem beni öpüyordu hala uyandırırken.

farkında olmadan bir anda üniversiteli olduğumu idrak ediyorum yavaş yavaş. ufacık şeyleri kafasına takan biriydim. şimdi ufacık şeyleri içime / derinime alıyorum. gülmek için.

ve evet.
birilerini seviyorum.

babam iyileşiyor. ben iyileşiyorum.

kimse kimseye muhtaç değil.
hele biz birbirimize. HİÇ.

kestik.