Pazartesi, Haziran 11, 2007

dok

yıllardır çilek yemiyormuşum gibi çilek yemiştim yanında. amelie gibi, parmaklarımı kızarta kızarta.
sakin bir piyano uvertürü gibi başlayan gecemizde hiç atmadığım çığlıkları attım, 'o' gibi.
sanki içinde açık saçık kelimeler geçen şarkıları söylemeye, bağırmaya cesaret edemediğim şarkılar gibi; bağıra çağıra..
'bırak' deyiverdim hatta. 'ben seni beklerim'

şebnem çalıyordu; ve ben sana çantamdaki son birayı verirken, dudaklarından koparıp alıyordum sigara dumanını. söylüyordum ' sen kibritin hiç yanmayan ucunda'
acelitesi acitasyonunun götüne kaçmış bi duygu. kasılıyor, kasılıyordum. nasıl demeli.

şimdi yağan yağmur gibi ıslatmıştım etrafı gözyaşımla. şaşırıp kalmıştın 'iyi misin tatlım'

ve ben iyiydim, seninle paylaştığım herneyse, herhangi zamansa,
uyanamıyor, terledikçe terliyor, yerimde duramıyordum,

aşkın kodlaması olamaz ki.
arabadaydık, annemle konuşuyordun dönüşte, susup seni izledim.
hepsini yazdım, kodladım kafama, hatmettim kelimelerini, t-shirtlerinin renklerini.

sanırım aramızda bir dağ var, sert bir dağ