Pazar, Aralık 10, 2006

haa tabi hatta sen yüreğinin götürdüğü yere de git bi zahmet.
git bakalım gör cehennemin dibini.
//
eğer seni kandırıyorsam hala ''seviyorum'' diyerek; kendi çıkarlarım içindir bilesin.
çünkü seni gece mesajlarıyla, rüyalarıyla yatağıma alıp sonra alkolün suyunda
yüzerken başkalarına da uzattım dudaklarımı, uzandım.
sana basit gelen şeyleri üstüme zırh diye geçirip ben;
üstelik biliyorsun adeta bir meydan savaşı yatak,
meridyenler arası bir savaş,
//
ben seninle sevişrken açamadığım gözlerimi açtım bir başkasında.
ne kadar kötü bir insanım ha?
sana karşı adi, acımasız.
//
odamda üç yüzlü bir tablo, o bir doğum günü hediyesi. bir kadın, iki gölgesi.
asırlar sürmüş onun hayatla savaşı, belki uzun süredir kalkmıyor yatağından .
çok hasta ve ya son demlerini yaşıyor zevkin.
sonra boş..
her boşluğun ardından biraz daha silikeşip gölgeleşen o ruj lekesi.
//
beni kimden koruyorsun ki sen?
benim kadar özgürlük meraklısı, uçuk.
oysa özgürlük iyi tarafından bakınca su gibi akıcı, ya da kötümser; sidik gibi bela başa.
erkek olmak vardı.
//
çok ironiksin.
hatta sen üstüne üstlük robotlaştın.
ay üstüme sağlık.
//
gitme, terketme.
aman ya da dur siktirip gidebilirsin. yani dur derken; tepkime olarak.
//
tak diye uyacak, cuk diye de otutur bir söz bul buraya şimdi hadi;

evet dedim ben de seni aldattım, birkez de değil üstelik.
çünkü beni çok kanattın, çok sevdiğim bir yalandın

olmadı.
hadi şimdi işim var. sonra gel görüşelim.
yatağın sol yastığının ve benekli çarşafın üstünde, yorganın altındayım.
yorgan salkadı pisliği.

çaktırma.


//ber'L