Cumartesi, Ekim 28, 2006

kapı çarptı

içimde ne biçim bir hotrum var, o engebeyi senin üzerine kusmak için nasıl böğürüyorum ama balgam gibi kalıyor yutağımda.
gözlerimde ağlamamanın verdiği sıkıntı, o dökülmeyen gözyaşının boğaza akan ağrısı,
sen elinden geleni yapmışsın da yine de batırmışsın ortalığı,
kafanda kocaman şapka, ben o kadar insanı taşırken üstümüzdeki yükü aşağı atmaktan her adımda nasıl vazgeçtiğimizi de hatırlıyorum.
yoksa öyle soyunup da karda koşar gibi üşür taklidi yapmazdım.
bir de hatırlarsın kavga etmiştik de bir şiir yazmıştım.
sen ayışığı olunca ben sonbahar yapraklarını ıslatırdım.
..
bilirsiniz kocaman aşklar vardır. insan sevdiğinden çok sevmeyi düşünür artık.
kalbim en son ne zaman yara aldı diye bakamaz olup da, bayram çocuğu, doğumunu kutlayan bebek gibi koşturur sokaklarda,
vampir gibi kan ararken senin bacak aranda,

olmadı.

hiç bu kadar iğrenmedim senden.,
korku filmi gülüşü, korkuturken yaptın yine büyünü.

bu elveda yazısı.
biraz dondurursam geçer acısı.
ve sana dönebilirim yalanı.

bir iş bitince ben ağlarım. ama öyle böyle değil.
hem ne aptal bir döngüdür sevmk, sevişmek,ayrılığa adım atıp, özlemek falan.

evet ilk öpüştüğümüzde kamikazede gibi hssetmiştim.ilk gerçek öpücüğümle.
ben cep telefonuma ilk doğumunun hatırlatmasını koyduğumda,

orda birşey vardı. başka,farklı birşey.

sen gülerken o odadan çıkışım.adımı unuttum.
ağladım tuvalette. o iğrenç kokunun içinde yıllarca kaldım.

ne aşağılayıcı.

çıkış kapısı isen de;
of çok fena çarptın.

ben sana birşey söyleyim mi.
arkadaşım falan siktiret.
elimle kardeşimi öldürmenin acısı.
sanki hapse girsem rahatlayabilrim.

ben aslında hiç şarkı armağan etmedim sana.
ve bugün seni terkediyorum. çünkü seni sevmemden nefret ediyorum.
bunu oku beni cevapla.
son kez ağlayayaım arkandan.
ya da cevaplama. umursamama dersleri alıyorum.

içimde ne biçim bir hortum var. sen bu yazıyı sonuna kadar atlayarak okudun ha?
şimdi ilaç bulalım.

sana tori amos'u yollamıştım bi kez. purple people.
kocaman kadın oldum ben.
küçücük kızım ama.

kendini kül hlaine getirene kadar yak ve kurtulmamı sala senden.

aşktın sen.


ooo ben uzun süredir seni sevmiyorum muamelesi yapalım.

güldün inanamadım işte.
eski hatalarını neden koyayım önüne.

ben var ya;
çok fena ama sevmemeyi gördüm

neden bitemez.
işte sanki şey gibi düşünsek rahatlarız;
şehrin elektrik kablolarını koparıp da;
o karanlıkta ağladığımı da görmez kimse, içimdekini kusarken yüzünün fadesini görmekten korkarım.
sevişirken de korkar açamazdım gözümü.
çünkü hep gündüzleri seviştik.karanlık olamadım.

bence aramayalım

yeminle söylüyorum.
bu blog adresinde yokum.
uzunca bi süre.
sana attığım donma yalanı gibi.
blogu donduruyorum.

bemol
kocaman aşığını ayaklarının altına alıp da ezip de gülüp de.

o kandı ve ben senin olmuştum diyemedim.
bil artık ne kadar senindimse artık o kadar elim.

elveda