Cuma, Ağustos 04, 2006

32 cevapsız arama, 19 yeni mesaj

Efsanevi bir geri dönüş partisi yerine sade aile arasında bir kutlamaya karar verdim bayanlar baylar.Gösterişi -bu tür konularda- oldum olası sevmem. aldığım yeni kıyafetlere saklıyorum bu çocukluk zevkini.
Ve hatta bu dönüş yazısında kullanmak için aldığım tüm makyaj malzemelerini-allı pullu kelimeleri- de başka yazılara saklayarak bu yaşadığım şehrin başka bir evinde, ama aynı anda benim olduğuna inandırıldığım bir evde geçirdiğim kısa bir tatilden basitçe söz edeceğim.
belki biraz kendimi sorgulama da olabilir bu.
apar topar karar verilen her şey gibi güzel başlayıverdi bu hava değişikliği merakı. ödünç balığımı sahibine teslim ettim, yemini vermeyi unutmaması için uyardım balık onun değilmiş gibi, yedek kıyafetlerimi poşete doldurdum,
ve gittim.
sizin çocukluğunuz da kardeşsiz, ama bu boşluğu doldurmak için kalpte kardeşleştirilen kuzenlerle geçtiyse anlamışsınızdır kaçış olarak seçebileceğim yeri.
Ve bi süre içinde kendime gelmemi sağlayacak kadar çok güldüm. scrable, tabu, mikado, kızma birader oynarken falan kendimizden birşeyler katarak mutlu ettik kendimizi. film kiralamak için belki şehrin başka ucuna gittik ama orada kaybettiğimiz enerjiyi ısmarlanan yemekleri boşa gitmesin diye yiyerek geri topladık. kumpirin çocuk menüsünü yaratanların kazançlarını artırırken oyuncaklarımızı cebimize indirmiştik bile.
kiraladığımız filmlerden etkilenişimizin izlerini bir fotoğraf albümünde bakarak hatırlarız belki yıllar sonra. çünkü spider-man' den daha iyi yürekli bir aile ferdine sahibiz biz. harry potter' ın büyülerini ezbere biliyor; voldemort adlı kötü büyücüye voldırmot diyoruz.hitler' in çöküşünü, snatch' in turkish' ini bize sorun. basketbol maçlarını da.
diş ağrısından, yanlış çıkan 20'lik dişe karşı yapılan operasyondan, yüzün şişmesinden, buz konulan yanaktan, soğuk içilen çorbadan, acıyor mu? demelerden haberdarız biz. köklülüğüyle değil de birbirine bağlılığıyla övünen, birbirine sahip çıkan bir aileyiz biz.
...
ve kişisel birşey bundan sonrası.
ben bu sayfadan neden sıkıldığım da dahil her konuyu düşünebilecek kadar uzun buldum bu günleri.bu evden çıktım ve başka bir eve gidip orada uyudum. bazen ihtiyaç olan budur işte. yastığımın yerini değiştirmem bile iyi gelebiliyor bana bazen.odamın şekli böylece sık sık değişiyor.
kendime kanıtlamak istediklerimi bazen bir oyun taşında bulmanın garip hüznünü, sevgilim dediğim insanın-insanların beni kırdığından bihaber beni izlemesine izin vermenin o sorgulayıcı gülüşünü, kalbime tıkıştırırken oradan buradan fışkıran sevgilerin, kırgınlıkların yükün arsız acısını bu değişimlerle dengeleyebiliyorum ve bu uzun dipsiz cümlelerle.
sözün kısası ufak bir ağrı seli dışında toparlanmanın bu derecesini istediğim kıvama getirebildim. yorulurken dinlenişimi hazırladım.
...
bir ziyaretçi bekliyorum haftaya; yönünü çizmek için rotasını buraya çeviren kısa süreli bir ziyaretçi.
...
beni toparlarken en çok kıran, kardeşlik rolünü bambaşka rollerden alıntılarla süsleyen, katıksız sevgi bağıyla sadeleşen bir de devamlı ziyaretçim var.
...
benim için endişelenen, kendileri için endişelendiğim abla- lar var.
...
trompet çalabildiğim için ne kadar da şanslıyım değil mi? -carnaval de venise-
tatil dönüşü bir temizlik yapıyorum kafamda.
yaşıyorum, 6 yaşındaki kreş müsameremin görüntülerini izleyip sezen aksu halimle ağlıyorum. bir de bugün mantı yedim(gerçi sevmezsin ama ben sevindim).
yüz maskesi, tel toka, saç tarağı gibi üçlemeler yaratıyorum. asıl tatile gime hayalleriyle birilerini daha özlüyorum.
sizler de??