Cuma, Mayıs 12, 2006

meleyim'e hediye*

''hep benim; ama hep narin, suskun, anaç, kollar bakışlarla;
korur kalbini... kaçar bazen.yüzleşememek değil belki ama
durgunlaşmak ister. çok dolu ama herzaman yer ayırabilen
birşeylere. gerektiği zaman boş gerektiği zaman doludur kalbi
aşkla. Çok ağır ama bir kelebek kadarda hafifdir yanımda.
ağırlık yapmayan herşey hafif değildir aslında. (hatırla)
hissettiği gibi yaşar, kimi zaman hissettirmez. bana değil. ben
hissederim. bazen bilmese de... kelebeklerini eksik etmez yanından.
etrafa gülümser onlarla. değişilmez bir güzellik varolur karşımda. sanki mor kelebek; entarisini giymiş etrafımda; simlerle serpilir içime... (senden bana...)


sessizce ilerliyorum.
sen bile duymamalısın sendeki yolculuğumu
son kez diyorum
sessizce eğilip kulağına söylüyorum
bu son..
acıyla yıkanıyorum
şemsiyemi kapattım ben ;
ıslanmak istiyorum senin gözyaşlarınla
seni biliyorum
en başından beri .
geçmişini, geleceğini ,
ne istediğini
sana mırıldandığım sensin hep
benden masal gibi dinlediklerin hep seni anlatıyor aslında
öyle güzelsin ki aydınlıkta
oyuncak bebeğim ;
öpüyorum şimdi seni :*
ıslanıyorum hala yağmurunla
ama yine yalnızım haklısın
burda senin kalbinde bile sadece ben ve benliğim varım
içindeki yolculuğum hiç bitmiyor
çünkü ben ulaşılmazım....
...
26/ağustos/2005/altınoluk


kırık kalp fırlatma bana..

ben bugün sana çok fena tutuldum..
büyük bir kelimeler zincirinde kayıyorken sen, ve her kelimende biraz daha tapılıyordun.
öyleki nefes alışını bile göz kırpmadan izliyordum, senden tek bir parça dahi kaçırmaya
tahamülüm olmadığı için; çok kez denedim; ama her denediğimde sesim kısıldı biraz daha;
istediğimde hep başka kelimeler çıktı ağzımdan. sen okuyamadın beni , söyleyemedim ben
''oysa sana çok fena aşık oldum ben'' diyemedim. başkaları sana aşık oldu diye bazı bazı kızdım,
küçük ölümler, öldürümler düşündüm sadece durduk yerde boy numa atlamanın hayaliyle;
etraflara bakınıp, boş yastıklara, havaya, ben duvarlara konuştum, sarıldım, delirdim sanıp
ağladım. sen hiç durduk yerde, sevgim demedin bana, kardeşim demedin. hiç sevgini diyemedin,
sarılamadı nihayetinde gerçek bedenler. ben yastıklarıma, renksiz, sessiz duvarlarıma geri döndüm.
bugün çok fena tutuldum sana ben.. gülüp gülüp, bilmememe kızarken yüzüne, gülüşüne, kızıp
''yardım
edemem böyle yaparsan'' diyişine, üşüyüşüne, dizlerine aşık oluverdim.
içimden iç akıttım sanki sana.
ben bugün birçok kez daha ,içimden elektrikler geçirerek aşık oldum sana.kardeşim melek
gibiydin ya; çok kıskandım başkalarının yakarışlarına sana. ''önce ben geldim,benim her şeyim,
sahip olduğum tekim,kıymetlim o'' diyesim geldi ''o''ya,''onlar''a..
öyle olduğunu sen onayla istedim.. ah kardeşlerin birtanesi; yapamadım.
nihayetinde sen bilmedin bugün ya,
ben çok fena tutuldum sana ..
18/ocak/2006/Ankara
(benden sana)

*bu kadar şeyi buraya sadece seni özledim diye yazdım.
gel oku moralin düzelsin diye,
üstte en sevdiğim resmin; altta en sevdiğin resmim..
hadi düzel, toparlan..
lunapark'a gidiyoruz...
hem gökyüzünü avuçlayıp, kum gibi dökeceğğiz daha sevdiklerimizin başına.